top of page
Search

Aydan Aksakal, 2022, (4)

“Ayrıca dil sürçmeleri bir anlamda bulaşıcıdır; dil sürçmesi yapmadan dil sürçmelerinden söz etmek pek kolay değildir.”[1]


yalan, kuyruklu bir varolandır. bir konuşmada dile getirilen hakikatin sürçmeleri çoğaldıkça, bu sürçmelerden saçılan yalanlar, konuşmanın arkasında gözle görülebilen bir iz yaratır. sürçmeler katmerlendikçe kalınlaşan bu kuyruk, yalanın haşmetini pekleştirir. bu yüzden temel bir yalan üzerine geliştirilen bir dizi yalana kuyruklu yalan adı verilir. kuyruklu yıldız nadir görülen, görülünce mutluluk veren ancak ne kuyruğa ne de yıldıza sahip bir varolandır. kuyruklu yalansa sık görülen, görülünce kaygı uyandıran ancak hem kuyruğa hem de yalana sahip bir varolandır.

bazı yalanların başı kopup gider, kimse sormaz bunun başı nerede diye. sahibi bile bilmez. sudan bir sebepten panikleyen kertenkelenin ardında bıraktığı kıvranan bir kuyruğun başını kimse merak etmez. bunun gibi, başını alıp gitmiş bir yalanın da geriye kalan yanı, bir süre kıvrandıktan sonra kuruyup kalmış kuyruğudur.


bazı yalanlarınsa başı, kuyruk tarafından yutulur. başın kuyruğu yuttuğu vakidir, bu yüzden bunun adı vardır: ouroboros. vakalar, adlarıyla birlikte gelir. adlar anlamlara binerek gelir. bunlar ya bir arada gelirler ya da bir arada giderler. kimseyi rahatsız etmeden gelip kimseyi arkada bırakmadan giderler. ancak kuyruğun, başını yuttuğu durum sık görülmez. bu sadece kusursuz yalanların bir özelliğidir. sözde saklı gizli birkaç beyin hücresine sıkıştırıldığından, adı yoktur da hissiyatı vardır. hisler anlamlarıyla gelmezler. onların kendileri anlamdır. herkesi uyandırarak sökün ederler, yıkıp yakarlar ve gittikleri zaman geride sadece kalıntıların unutulduğu bir düzlük bırakırlar.


yalan bu yüzden, dile getirilen sözden çok gözle görülen bir şeydir. dilin yalanı, köstebek gibi kör olması gerekirken kartal gibi keskin görüşlü oluverir. kendini dayatır, üstelik sadece dile değil gözlere bile kendini dayatır. yalan, dile basıldıkça yukarıya, gözlere kadar ulaşır ve yalancının gözlerinde kendisini görünür kılar. dilin sesli veçhesi durduğunda bile onun sessiz veçhesi yukarıdan konuşmayı sürdürebilir. bunu göz aracılığıyla yapar. dilin sesine kulak tıkanabilir ancak gözün yalanından çıkan ateş, sıradan bir odayı saatlerce aydınlatabilir. bu, gözün yalanıdır. göz yalan söylemiyorsa, hakikat sürçmeler tarafından yeterince zedelenmediği için yalanın kuyruğu henüz varolmamıştır.


“KALLIKLES – Anlaşılan, bu adam[2] saçma sapan konuşmaktan yılmayacak. Söyle bana, Sokrates, bu yaşta, birtakım sözcük oyunları yapmaktan, birinin dili sürçerse bunu fırsat bilip alay etmekten utanmıyor musun?”[3]


Burak Çakır


________________

[1] Freud, Psikanalize Giriş Dersleri, çev. S. Budak, İstanbul, Öteki: 2018. [2] Sokrates. [3] Platon, Gorgias, çev. A. Çokona, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: 2019.

 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page