top of page
Search

Aydan Aksakal, 2017, ------

aşk, kahkahalarla karşılandığı vakit uygun renklerini bulacaktır. aristophanes’in bir komedya yazarı olarak “güldürdüğü ve matrak olanın sınırını aştığı açıktır.”[1] ancak platon’un symposion (şölen) metnindeki aristophanes karakterinin, metindeki en ciddi aşk tarifini yapan kişi olduğuna yönelik tespitinde lacan ilginç bir şey yakalamıştır. en gülünç kişi olarak aristophanes’in, kahkaha kimliği sıyrılıp üzerine ciddiyet ceketi asılır. en büyük eksikliğin (diğer yarıyı tamamlayacak sevgilinin eksikliğinin) hüznünü açıklar aristophanes, ⁠— hıçkıra ⁠— hıçkıra ⁠—. symposion metni, diğer her şeyin yanı sıra, platon için bir intikam ânıdır. aristophanes’in konuşmasına müdahale etmek için başına bir ⁠— hıçkırık ⁠— musallat etmiştir. ne de olsa kalem kimin elindeyse, karakteri de o oynatır.


platon, hocasını öldüren aristophanes’ten intikamını, aristophanes’i ciddileştirerek almıştır. kahkahanın patlamasının en karşı ucunda, kuşkusuz ciddiyet bulunur. platon’u en çok üzecek şey sokrates’in ölümüyse, aristophanes’i de en çok üzecek şey ciddi bir adama dönüşmektedir. şöyle konuşturulur o: “…gülünç şeyler söylemekten korkuyorum”[2]. ⁠— hıçkırık ⁠— tutan birini korkutunca genelde ⁠— hıçkırığı ⁠— geçer ancak onun derin korkusu, ⁠— hıçkırıklarına ⁠— engel olmamaktadır. aristophanes, insanın trajik aşk hikayesini anlattığını sanır. sokrates bunu kahkahalarla dinler çünkü gülmeye hevesli olanın neşesini kaçırmak için trajedik drajeler yeterli gelmez.


sokrates’in öldürüleceğini yirmi küsur sene evvel tahmin edip bunu sahneleyen aristophanes’in bulutlar oyununda sokrates, kendi ölümüne giden yolu da, diğer izleyicilerle birlikte, kahkahalarla izlemiştir. bugün, sokrates’in ölümünden iki bin küsur yıl sonra, bu oyun insanı güldürmeye yarayan o sihirli tozu hâlâ muhafaza etmiştir. ancak nedir komik olan? geriye kalan, ölümün komikliğinden başka nedir? sokrates’in bir sinek olarak, sineklerin bağırsaklarını araştırması mı? hayır. komik olan symposion metninde aristophanes’in sürekli ⁠— hıçkırmasıdır ⁠—. sineklerin bağırsağına benzeyen ses tellerini titretip durması ve buna çareler aramasıdır.


bugün de işitmeyi bilen kulaklar için aşk, en komik olan şeydir. ama yine de insan âşık olduğunda tüm ciddiyetiyle neşesini bastırmaya gayret eder. neşesini her hücresinde hissetmesi ve dans etmesi gereken âşık, vakur bir edayla uzaklara bakar ve der ki: “ben ona âşığım”. bu söylem, onu ağırlaştırır. ağırlaştırır ki, içinde onu havalandırmak üzere çırpınan kelebek kanatlarına meydan okuyacak karşı bir güç oluşsun. ancak işler fizikte başka, aşkta başka işleyebilir. ne zaman ciddi olmak gerekirse o zaman insanın içinde bir kahkaha patlamak için geri saymaya başlar. yapılan her kahkaha bastırması, yerini daha büyük bir kahkahanın fokurtusuna bırakır. ciddi insanın içi, kahkaha yanardağına dönüşür ve işte, geri sayım başladı:


on, dokuz, sekiz, karın kasılır ve sokrates’in koca göbeği titremeye başlar yeni bir doğum için, eşeğin gülüşüdür bu yeni doğacak olan, yedi, altı, bes, daralıp genişler gırtlak ve başlar içten gelen kıs kıs a-i sesleri, dört, üç iki bir, sonunda tutamaz nefesini dumanı tüter yanardağın ilk kızıllığı görünür olur kahkaha lavlarının, eriyik gülüş çığlıkları boğazda bir yerde sinek bulutu gibi vızıldamaya başlar, ve sıfır… HA – HA!


her kahkaha basit bir ⁠— hıçkırıkla ⁠— başlar, kendi akışındaki yarım yamalak iki nefesin arasında bir kesinti yaratan ⁠— hıçkırık ⁠— gibi kahkaha da kendi akışındaki sıkıcı yaşantının arasında bir kırılma üretir.


her aşk basit bir ⁠— tebessümle ⁠— başlar. bu ⁠— tebessüm ⁠—, kişinin kendinden başka hiçbir şey olamayacağı yaşamını kırmaya yarayan bir imdat çekicidir. ve isterse yönünü “HA – HA!” istikametine çevirebilir.


Burak Çakır


________________ [1] Lacan, le séminaire, livre vııı: le transfert (1960-1961), s.110. [2] Platon, symposion, çev. E. Çoraklı, 189b.

 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page