- demeuredemeure
- Aug 21, 2022
- 1 min read

“Dışarıdan gelen yıkar insanı.”[1]
ancak bunun olabilmesi, bir iç’in veya içeri’nin oluşmuş olmasına bağlıdır. ay altı veya ay üstü, fark etmez. iç’in tanımı dıştan gelmez. labirentin haritası her kimde olursa olsun, labirentin içi olmasaydı onun haritasından da kimse söz edemezdi. önce yer, yerleşir sonra bir haritacı gelip zemini tarar. bu tarama ve gözleme işi, onun bilinmesine yani tanınmasına yol açar. yer artık bilinmez değildir. görülmemiş pek çok yer saklılığını korumaya devam etse de bu görülmemişliğe giden yolların hatları artık görünür hâle getirilmiştir. saklılığın yarım yamalak aralanması, görünmenin yarım yurtu göze değmesi. bunların hepsi haritanın gücünü simgeler.
bir—uçtan———başka———bir—uca giden yolun bir kerede dokunması haritayı çıkarma işidir, bir—uçtan———başka———bir—uca giden yolun bir kerede okunması haritayı yorumlama işidir, bir—uçtan———başka———bir—uca giden yolun bir kerede katedilmesi haritayı sindirme işidir.
dokunan okununca sindirilmeye başlar.
dokunmalı ki okunsun, okunmalı ki sindirilsin.
aksi mümkün değil.
yol önce dokunur sonra yürünür ve en son tecrübe edilmiş olarak haritaya işlenir.
ay altı veya ay üstü fark etmez. meselenin tamamı ay ile ilgilidir.
Burak Çakır
_________________________ [1] Hesiodos, işler ve günler, çev. A. Erhat
Comentarios