top of page
Search

Updated: Sep 11, 2022


Aydan Aksakal, 2022 (12)


bir düğüme bağlı olan için, düğüm onun kaderidir ancak o düğüm hiçbir zaman tam olarak atılmamıştır.


lacan’ın düğüm hakkında anlattıklarını, psikanalitik veçhesiyle ilgilenmeden, anlamayı deniyorum. anladıklarımın çağrışımıyla da bir yazı yazmayı deniyorum. buradaki düğümlerden geriye kalanlarla ilgileniyorum. yirminci seminerin başlığının encore [yine/hâlâ] olması bile geride kalanla ilgili. geride kalan, yine; geride kalan, hâlâ. 15 mayıs 1973 tarihli derste söylenen şu cümle, bağlamından kopartılmış bir biçimde bile olsa düğüm için önemli: “jouissance’ın[1] kalıntıları.”[2]; “les résidus de la jouissance.”. bunun anlamını açıklamakla ilgilenmiyorum, kaldı ki lacan’ın da bunu yapıp yapmadığını da uzun uzadıya tartışmak gerekir. ilgimi çeken “résidu/kalıntı” sözcüğü. kahvenin dibe çökmüş ve artık içilemeyecek olan kısmı telvesi, antik bir kentin kalıntıları veya eski dünyadan geriye insandan geriye dünyada hâlâ bir şey kaldıysa— kalanlar. bu kalıntıyla ne yapılır, bununla ilgileniyorum. geriye kalanlar, ne ölçüde izin verirse.


15 mayıs’taki seminerin kitaptaki başlığı “ip halkaları”. bir tahtaya çizilerek elde edilen düz, iki boyutlu bir düğüm. aslında bu bir düğüm değil, düğüm atmak üzere hazır edilmiş bir ipin büklümlü hâli. az sonra düğüm olacak, eğer söz veya yazı tahtadaki sözde ipin iki ucunu çekerse, yazı/iz düğümlenmiş olacak. yazılarak/çizilerek atılan bir düğüm olduğu için, tahtadakinin bir ip, ve bu iple atılmış bir düğüm olduğunu açıklamak için de bir yığın söze gereksinim duyan bir düğüm. bir yığın sözün bir anda görülebilir olmasını sağlayan da bir düğüm. ipten ve sözden geriye kalan ve tahtanın uzayında bir büklüm elde etmemizi sonra da onu daha karmaşık hâllere sokmak için bize bir temel sağlamasını beklediğimiz bir düğüm.


şöyle diyerek düğümlenir bu düğüm: şimdi izninizle “kendimi varlığın dilinden ayırıyorum”.[3] şayet ona düğüm dersek, bu onun atılmış olmasını gerektirirdi. ancak lacan’ın düğümü atılmamış olması bakımından vardır, içindeki boşluğu saklı tutacak ve neredeyse düğümlenecek ama yine/hâlâ düğümlenmemiş olarak geride kalan bir eksik-düğüm. tahtada görünür kılınan şey, düğüm değil düğümün ortasındaki boşluktur. bu boşluğu boşluk yapan sadece bir ip tarafından sınırlanmış ve kolaylıkla eğilip bükülebilen, esneyip büzüşebilen bir boşluk olması veya onun az sonra bir tahta silgisi ile silinebilecek olmasıdır.


a harfi önüne gelen her şeyi olumsuzlayan, onu boşaltan yunan alfasıdır. “a-” ön eki, mevcudiyetin önüne gelerek, bahsedilen sözcüğün kapsadığı her şeyi yutan bir ektir. bu ekin geldiği sözcükleri çevirmek kolay değil. a-normal:anormal, lafzi anlamıyla normal-dışı yani normal-olmayan anlamına gelir. burada, anormal sözcüğünün önündeki a’ya odaklanmak gerekir. “a”, normal (n1) sözcüğünün önüne geldiğinde bize şöyle seslenir: az sonra okuyacağınız normal sözcüğünden ayrılıyoruz. böylece normal sözcüğünün anlamı boşalıverir. yeniden normal elde etmek isteyen için bu, normalden geriye kalanlarla sonsuz sayıda düğümün yeniden atılması yani anlamın yeniden sabitlenmesi, raptedilmesi anlamına gelir. ancak yeniden kazanılan bu anlam, en azından bir tane eksik-düğüm taşıyacağı için çünkü hiçbir zaman düğümlerin hepsi atılamaz bu eksik-düğümün çözülüverecek ucunu bulan kişi yine/hâlâ aynı yıkıcı hamleyi yapabilir. yeni anlamıyla normalin(n2) önüne yeni bir çukur açar. yine aynı sözcük oluverir; hâlâ aynı sözcüktür: a-normal, anormal. çünkü a’nın önüne gelen sözcüğün anlam kümesi değişse de a’nın işlevi değişmez. anlamı yerinden etme işi, alfasayesinde mümkün olmaktadır.


alfa, böyle bir güce —bu güç, boşluğun gücüdür— sahip olması bakımından kendini varlığın dilinden kurtarabilir ve bu kurtulma işini de bir düğümün ucuna tutunarak gerçekleştirir. alfa boşluğun dile geldiği tek harftir. diğer bütün harfleri yutabilir, onun boşluğu bunu yapmaya muktedirdir ancak a bunu yapmak zorunda da değildir. istediği bir harfi yutsa, ona yeter. diyelim b’yi yuttu. işlem tamamlanmış kabul edilmelidir çünkü düğümün bir ucu çözülmüştür: “harflerden biri ayakta durmazsa, diğer bütün harfler, sahip oldukları düzenden dolayı, geçerliliğe sahip hiçbir şey kurmamakla kalmaz, dağılırlar.”[4]



Burak Çakır


_________________ [1] Açıklaması kolay olmayan, bu nedenle çevirilerde olduğu gibi bırakılan bir terim. Metnin çevirmeni Murat Erşen’in dipnotunu aktarmakla yetineceğim: “‘haz, zevk, keyif, tatmin, cinsel boşalma’ gibi anlamlarının dışında, aynı zamanda ‘bir şeyi kullanma, bir şeyden yararlanma’ demektir. Jouissance isminin kökü jouir fiilidir ki o da ‘zevklenmek, tadına varmak, yararlanmak, kullanmak’ gibi anlamlara gelir; […]”, bkz. Jacques Lacan,yine/hâlâ, çev. M. Erşen, İstanbul: Metis, notlar: 4. [2] Jacques Lacan, yine/hâlâ, çev. M. Erşen, İstanbul: Metis, s.153. [3] Jacques Lacan, yine/hâlâ, çev. M. Erşen, İstanbul: Metis, s.138. [4] Jacques Lacan, yine/hâlâ, çev. M. Erşen, İstanbul: Metis, s.150.

 
 
 

Recent Posts

See All

Commenti


bottom of page