- demeuredemeure
- Jun 19, 2022
- 1 min read

her renk gider, geriye sarı kalır.
yeryüzünün derisindeki hastalığın adı insan ise,[1] insanın derisindeki hastalığın adı da geçmiştir. geçmişin-yeniden-canlandırılması (flashback) için kullanılan rengin, teknik olarak kahverengiden oluşturulsa da, göze sarımsı tonlarda görünmesinin nedeni nedir? geçmiş neden sararmıştır? yapraklar neden sararıp solarsa o yüzden.
geçmiş sarıdır, şimdi renklidir, gelecek siyah-beyazdır. böyle bir ayrım yok, bunu varlık ve zaman’ı okumuş herkes bilir. geçmişin şimdiye yansıması sarımsıdır. şimdinin geçmişle doldurulması, şimdinin renklerini soldurmaktadır ve bu renkleri sarıya doğru indirgemektedir. geleceğin geçmişle doldurması, geleceği renklendirmektedir ancak her rengin insana iyi gelmediğini bilmekte yarar vardır. bu metindeki örnek, sarı. sarı, kimine iyi gelmeyen bir renktir. vincent’ın sarıyı sevdiği sanılır ancak vincent’ın ne sevdiğini bilmek için onun gözlerinden dünyayı görmek gerekirdi ki bu mümkün değildir. sarı bu metnin yazarını, okurunu, vincent’ı, şimdiyi ve geleceği hastalandırır. sarının, soluk rengi, korkaklığı ve kıskançlığı çağırması boşuna değil. insan korktuğunda benzi atar. insan, kıskandığında hastalanmaya, hastalandığında da sararmaya başlar.
sararmak, geçmişin meselesi değil, geçmişi çağıran şimdiki-zamandaki-insanın meselesidir.
Burak Çakır
_______________ [1] Nietzsche, ksa 4, “von grossen ereignissen”, 168: 15-6.
Comments