- demeuredemeure
- Jul 10, 2022
- 2 min read

metinlerarasında elinde aynayla gezen yabancının, metinlerin dışında görebileceği hiçbir şey yoktur.
suç, metinlerde değil. suç, aynanın ta kendisinde. bir köpek, diyelim ki yaklaşıyor ufuk çizgisinden dağın tepesine doğru ve nietzsche’nin elindeki kıymetli kitabı alıp ona bir ayna veriyor. havlayan dilinden dökülüveriyor “‘ey zerdüşt, — […] — aynada kendine bak!”[1] sözcükleri.
nietzsche armağandan yana memnun, aynayla yapabileceği şeylerin ucu bucağı yok! hemen cenevre’deki pansiyon odasına koşuyor. koşarken elindeki ayna, etraftaki manzarayı titrek bir biçimde gösteriyor. odasına vardığın nietzsche, etrafındaki her şeyi tek tek tanıştırıyor ayna ile. bunlar bittiğinde, defterlerindeki okunaksız her harfi aynaya gösteriyor, aynanın okuma yazması yok. pencereyi açmak geliyor aklına, sesler gelsin diye. “gelsin de ayna işitsin sesleri” diye heyecanlanıyor. bu sırada atomaltı parçacıkların, bu pansiyon odasının altında dans ettiklerinden haberi yok nietzsche’nin. onun dansı, kendine de aynasına da yetiyor. neşesi yerinde olduğundan, sandığının üstüne bıraktığı maskesini de takıyor. ayna, sandığın içini görsün diye, onun kapağını kaldırıyor. sandıkta kayda değer bir şey yok, değerlerden ve değerlendirmelerden başka. nihayetinde karanlık, ışıkları ve sesi hepten örttüğünde emin oluyor nietzsche, yapacağı tek şeyden. yapacağı tek şey, en sessiz saatten önce karanlığın içine yerleşmiş yatağına girmek. uzanıp yatağa, çekiyor yorganını kafasına, ayna eline yapışmış gibi zaten, hiç ayırmıyor onu yanından. artık defalarca kat örtünün altında ve maskesi suratında, gözleri sımsıkı kapalı, yavaşça çehresinin karşı hizasına doğru yükseltiyor aynayı, havasızlıktan boğulacak gibiyken. ve biliyor olacakları, karanlığın yapacaklarını ve aynanın içindekileri. bilmesi, gözlerini açmaması için geçerli bir neden. ancak o, bilmekten vaz geçiyor. deniyor. denediğiyle de kalıyor, çünkü bildiğinden ayrı bir yol yok. şöyle geçiriyor aklından, aynı yoldan gelecek olanların gelecekteki alık ifadelerinin gözlerinin önüne getirerek: “ah, ne komik olacak aynanın içinden beni görüp de bana ulaşamadıkları zaman!”[2]
Burak Çakır
________________
Comentários