Aydan Aksakal, 2017, Düş

uyandığında, düşten geriye sadece kıvılcımlar kalır. bu ateş kırıntılarının bir anlam bütünlüğü inşa etmek için biraraya gelmesi ise zaman alacaktır. en iyisi, tam uyanmadan bekle. tekrar uyumayı dene. uyuduğunda bir düşe sarılı başka bir düş görürsen bunu sakın göz ardı etme. çünkü bu, güzelce yorumlandığı vakit, ölüm anlamına gelmektedir. gerçek ve düş arasına ölüm gerilmiştir. “bu nedenle ateştir canavarların özellikle nefret ettiği.”[1] ateşin yapmaya ve yıkmaya aynı anda izin vermesi, onun gücünün en ihtişamlı göstergesidir. bir ateşin içinden “vater, siehst du denn nicht, baba, görmüyor musun, dass ich verbrenne, yanıyorum?”[2] diye konuşan çocuk ya görünmez kalacaktır ya da yitip gidecektir. ancak freud’a anlatılana göre bu yangın, zaten yitip gitmiş bir çocuğun yeniden görünmesidir. ona göre, babanın son fırsatı uyumaya devam etmesidir. zira uyandığında, düşten geriye sadece gerçek kıvılcımlar kalır. bu ateş kırıntılarının gerçek bir anlam bütünlüğü inşa etmek için biraraya gelmesi ise freud’un bu rüyayı üçüncü ağızdan dinlemesiyle mümkün olacaktır.

Burak Çakır

_________________

[1] Simonides, arkaik yunan şiiri antolojisi, çev. E. Gören, fr.587. [2] Freud’dan akt. Lacan, seminer 11. kitap, çev, N. Erdem, 64.